Meera (Freida Pinto) ve mimar kocası Henry (Logan Marshall-Green), onlar için tasarladığı güzel ama uzak eve hayran kaldıkça her şey pastoral görünüyor. Çerçeveledikleri fotoğraflara bakarlar, muhteşem modern mutfaklarında öpüşürler, kısacası yeni evlerine taşındıklarında mutlu bir çiftin yaptığı her şeyi yaparlar. Ancak, eve girdikten kısa bir süre sonra bir davetsiz misafir onları korkuttuğunda ve Henry’nin kayak maskeli davetsiz misafiri vurmaktan başka seçeneği kalmadığında işler hızla kararır. O tuhaf, küçük kasaba hayatı için bu olay çok fazladır. Ev istilası Meera’yı anlaşılır bir şekilde travmatize ediyor, ancak, gerçek travma, sorular sormaya başladığında çözülmeye başlayan daha büyük bir gizemle sarılmış görünüyor.